asliberry

Yoga Röportajları - Demet Sunar Caferzat

Yoga sözcüğünü ilk ne zaman duydunuz?

Tam tarihini hatırlayamıyorum ama 90'ların sonlarında dergilerde yogayla ilgili yazılar okuduğumu ve ne olduğunu merak ettiğimi hatırlıyorum.

Yoga'yı önce asanalarla mı, meditasyonla mı tanıdınız?

Her ikisiyle birden tanıdım.
Yoga'ya nasıl başladınız? (Örnek: Bir tavsiye, bir arkadaş, bir ilişki, bir tesadüf, bir sağlık problemi, ruhsal bir arayış, kilo kontrolü...)

Evimin çok yakınında hint kıyafetleri ve eşyaları satan bir dükkan var. İsmi Liila. Bir gün bu dükkandan içeri girdim ve sahibi İnci Evrensel'le tanıştım. Sohbet ederken bana yoga hocası olduğunu söyledi. Dükkanın arka bahçesine bakan bir köşede yarattığı küçücük bir alanda yoga dersleri veriyordu.  Hem İnci hanımı hem de dükkanı o kadar çok sevmiştim ki yogaya başlamaya karar verdim. O sırada sevmediğim bir işte çalışıyordum. Yogaya başlama sebeplerimden birisi farklı bir şeyler deneyip kafa dağıtmaktı aslında.    
Yoga'ya evde kendi kendinize mi, bir eğitmenle mi başladınız?

İnci Hanım'la önce haftada bir, sonra haftada 2-3 kez yoga yapmaya başladım.
İlk denemenizden sonra sizi ikinci defa yoga yapmaya ve devam etmeye sürükleyen duygu ve düşünceler nelerdi?

İlk dersten müthiş hafif ve kendimi iyi hissederek çıktığımı hatırlıyorum. Dersten eve gelirken ağzım kulaklarımdaydı. Sonrasında bu hissi tekrar tekrar yaşamak için devam ettiğimi hatırlıyorum.
Yoga sözcüğünü ilk duyduğunuzda anladığınızla, bugün yaşadığınız yogadan anladıklarınız arasındaki farklar nelerdir?

İlk başladığım zamanlarda yoga kendini iyi hissetme, rahatlama ve gevşeme çalışmasıydı benim için. Zamanla yaşam ve beden enerjimi yükselten, hayatımda radikal değişiklikler yapma cesareti veren müthiş dönüştürücü bir etkisi oldu. Sonra sanki sular duruldu.  Yoga sayesinde hayattaki en derin rahatlamanın, insanın kendini olduğu gibi kabul etmesinde yattığını hissetmeye başladım. Hamilelik dönemimde ise yoganın fiziksel etkileri çok anlam kazandı. Hantal ve kocaman bir bedenin içinde bile hafif hissedebilmemi sağladı yoga. Hayatımda ilk kez iki kişilik nefes almayı, kaslarımdaki gevşemenin keyfini karnımdaki küçücük bir canla paylaşmayı deneyimledim. Anne olduktan sonra yogaya ayırdığım zamanlar kısıtlandı. Bebek bakmak yüksek bir enerji gerektirdiği için yin yogaya daha çok ihtiyaç duymaya başladım.  Anne olduktan sonra yoga benim için çok farklı anlamlar kazanmaya başladı. Çocuğumu, onun doğasına müdahale etmeden, olduğu gibi kabul ederek, anda kalarak büyütmeye çalışmak yoganın bana hayatta öğrettiği her şeyin özetidir aslında.
Yoga yapmaya başladıktan sonra yaşamınızda meydana gelen zihinsel/ruhsal/fiziksel değişiklikler nelerdir?

Yoganın kendini iyi hissetmenin dışında çok daha derinlere nüfuz ettiğini zamanla keşfettim. Sanki vücut kimyam değişmeye başlamıştı. Bana iyi gelmeyen her şeyden refleks olarak uzaklaşmaya başladım. Bunlara sadece yiyip içtiklerim değil, yaptığım seçimler, kafamda evirip çevirdiğim düşünceler de dahildi. Bana iyi gelmeyen şeylerden uzaklaşma güdüsü çıktı içimden. Üstelik bunların hiçbirini hedeflememiştim, her şey kendiliğinden oldu. Kısa bir zaman sonra kurumsal hayattan istifa edip freelance çalışmaya başladım. Kendime ve yapmak istediklerime daha fazla zaman ayırmaya başladım, yavaşladım. Fiziksel olarak beden enerjim arttı. Açlık kan şekerimle ilgili sorunlar yaşıyordum, yoga yaptıktan sonra kendiliğinden dengelendi.
Yoga’nın sizi en çok şaşırtan tarafı nedir?

Beden üzerinde yapılan bir çalışmanın zihni, duyguları ve ruhu bu kadar derinden etkileyebilmesi. Günlük hayatın içinde aslında sürekli yoga yapıyor olmak.
Kendi yoga yolculuğunuzla ilgili en büyük hayaliniz nedir?

Hamilelere ve yeni annelere yönelik yoga etkinlikleri ve seminerler düzenlemek.
Yoga eğitmeni olmaya karar verdiğinizde kaç yıldır yoga yapıyordunuz?

2 yıldır.
Sizce Yoga evde mi, bir yoga merkezinde mi, bir spor merkezinde mi yapılmalı? Her üçünün de olabileceğini düşünüyorsanız, yararlılık sıralamasına göre açıklayınız.

Her üçünde de olabilir. Spor merkezlerinin aynalı salonları ve etraftan gelen gürültülü fitness müzikleri bazen rahatsız edici olabiliyor. O yüzden çıplak ayakla gezebildiğiniz sessiz yoga merkezleri daha güzel. Ev ise en kişisel ve özgür yoga yapabileceğiniz ortamı sağlıyor. Tabii yan odada her an uyanabilecek bir çocuk yoksa:)
İlk öğrencinizi/öğrencilerinizi ve ilk dersinizi hatırlıyor musunuz? O güne dönerek yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

İlk dersimi arkadaşlarıma vermiştim. Epey heyecanlanmıştım. Nefesleri, sağımı, solumu karıştırmıştım.
Verdiğiniz derslerde en çok hangi yoga uygulamalarına yer veriyorsunuz? (Asanalar, pranayama çalışmaları, kriyalar, bandhalar, meditasyon çalışmaları)

Hepsi aynı derste olmasa da, tüm uygulamaları derslerimde kullanıyorum.
Battaniye, yastık, kemer, yoga blokları gibi malzemelerin kullanımını destekliyor musunuz?

Evet.      
Gözlemlediğiniz kadarıyla öğrencilerinizin yogaya başlama sebepleri nelerdir?

Stresten kurtulmak, bel ağrıları, merak.. Bunlar en çok duyduğum sebepler.
Size göre ülkemizde evde veya bir merkezde yogaya başladıktan sonra sürdürememenin sebepleri nelerdir?(Örnek: Öğrencinin kendisinden kaynaklanan özdisiplin sorunları, bilgi eksikliği, maddiyat, eğitimcinin yetersizliği, yoganın tanımıyla ilgili net olmayan ifadeler, yoga hakkındaki bilgi eksikliği...)

Bence saydığınız tüm sebepler olabilir. Bu sebepler arasında bir numaraya özdisiplin sorununu koyabilirim. Bunlara ek olarak Türk insanının kısa sürede kilo verme isteği dışında hareket etmeyi pek sevmediğini düşünüyorum.
Ülkemizde Yoganın daha geniş kitlelere ulaşması için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Türkiye'de yoga fazlasıyla eğitmenlik eğitimlerine odaklandı bence. Neredeyse yoga yapan kadar yoga hocası var şu anda. Yoga yapmaya başlayan insanlar çok kısa bir sürede yoga hocası olmak istiyor gibi tuhaf bir durum oluştu. Yoga merkezleri ve yoga hocaları enerjilerinin çoğunu eğitimlere ayırıyor. Burada bir yanlışlık var gibi geliyor.
Türk toplumunun dinamikleri Amerika'ya çok benziyor. Madonna gibi etkili bir isim Amerika'da yogayı yaygınlaştıran önemli bir etken. Türkiye'de de böyle bir isim çok etkili olacaktır. Bakınız: Pilatesi Ebru Şallı'nın popülerleştirmesi...

Yoga eğitimlerinin ülkemizin koşulları için pahalı olduğunu düşünüyor musunuz?

Hayır düşünmüyorum.
Sizce yoganın yurt dışında (ABD ve Avrupa) ülkemize göre çok daha yaygın olmasının sebepleri nelerdir? (Örnek: Eğitim, tanıtım, ulaşılabilirlik, çalışma koşulları, gelir seviyesi, din kültürü, bedensel kültür, spor kültürü, moda vs)

Çok daha önceden popülerleşmeye başlamış olması, sağlıklı yaşam bilinci ve kişisel gelişim arayışının daha fazla olması.
Yurtiçi/Yurtdışı Yoga tatilleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Zamanım ve param olsa sürekli giderim:)
Çocuk, ileri yaş, hamile ve terapi yogası hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Hamile yogasının ne harika bir şey olduğunu hamileyken anladım. Hamilelerin, ileri yaştaki insanların ya da sağlık sorunu olanların ihtiyaçları daha farklı.  Mesela normalde çok basit gelen bazı hareketlerin hamileyken mucizeler yarattığını biliyorum.
Türkiye'de yoganın gelişimine katkıda bulunduğunu düşündüğünüz eğitmenleri belirtebilir misiniz?

Zeynep Aksoy ve David Cornwell İstanbul'dan başlayarak birçok şehirde yoganın Türkiye'de yaygınlaşmasını sağlayan en önemli isimler.
Her yoga eğitmeninin, hatta yoga yapan herkesin mutlaka okuması gerektiğini düşündüğünüz kitaplar nelerdir?

Donna Farhi- Bringing Yoga to Everyday Life
Erich Schiffmann - Moving into stillness

Hergün evde sadece 10 dakikalık bir yoga uygulaması için mutlaka yapılmasını önereceğiniz, çok önemli bulduğunuz asanalar hangileridir?
Güneşe selam kısa uygulamalar için ideal.

Son olarak eğitim verdiğiniz merkezin adını, semtini, telefonla iletişim bilgilerinizi ve varsa blog veya internet sitesi bilgilerinizi paylaşır mısınız?

Şu anda sadece özel ders veriyorum. Baraka Yoga'da hamilelere ve yeni annelere yönelik yoga ve seminer çalışmalarım oluyor zaman zaman. www.annelikveyoga.blogspot isimli bir bloğum var.
Email: barakayoga@gmail.com 

Hiç yorum yok: