asliberry

Yoga

Bugün iki yeni poz öğrendim. Her iki pozu da evde bir defa denemişliğim ve nefret etmişliğim var. Bugün öğrendim ki bu pozlardan biri böbreklere iyi geliyormuş, diğeri de düz tabanlığın ilerlemesini durduruyor ve ayaklara verdiği ağrıları engelliyormuş. Normalde yoga evde ve ömür boyu yapılması gereken bir şey. Sorun şu ki, internetten, youtube'daki yoga derslerini izleyerek yapmaya kalkarsanız karşınızdaki öğretmen pozu mükemmel şekilde uygulayabildiği için moraliniz bozuluyor. Benim böyle bir poza girmeyi deneyip, hadi be, bir vücut o şekli alamaz diyerek bıraktığım bir sürü duruş oldu. Pozları doğru şekilde yapmayı öğrenebileceğiniz iyi bir yoga eğitmeninden ders almak bu yüzden çok önemli. Öğretmen bugün o sihirli sözcükleri belki bininci defa söyledi; "Gidebildiğiniz yere kadar. Lastik kız olmaya çalışmıyoruz. Ve kendinize de haksızlık etmeyin. Zamanla vücudunuzun sınırları genişleyecek." Gerçekten de geçen hafta içinde rahatça duramadığım bir pozu hafta içi her gün yaparak öyle çok tecrübe ettim ki, bugün o pozda saatlerimi geçirebilirmişim gibi hissettim. Biliyorum ki bir kaç ay içinde bu kafa o bacaklara da değecek:) Hafta sonlarım çok güzel geçmeye başladı. Başlamadan önce bu kurs beni korkutuyordu. Tüm hayatımı alt üst edecek, zaten hiçbir şeye yetişemiyordum, artık iyice uçarım diye tedirgin oluyordum. Bir arkadaşım yoğunken çok daha iyi organize olursun, sakın vazgeçme demişti. Ve haklı çıktı. Zamanım yok, zamanım yok diyordum. Oysa ben zamanı kullanmayı bilmiyormuşum. Bu da benim için yeni bir şey. Üzerinde çalışmam gereken bir konu. 

2 yorum:

Selen dedi ki...

anda kalinca, butun enerjim o anda olunca daha efektif oluyorum ben. hayatta yetismez dedigim seyler yetisiyor, hem de stres olmadan. ama bir isi yaparken zihnim yapmam gereken diger onlarca isle mesul olursa hem yetisemiyorum, hem de gerim gerim gerilip igrenc bir insan oluyorum. bunu da kendime bir daha hatirlatmama vesile oldugun icin tesekkurler.. namaste :)

KEYF-İEMEL dedi ki...

Aslı, bir yerde okumuştum, eğer günlük rutin işler büyüyüp gelişirken, olması gerektiği zamanda alışkanlık edinilmemişse, kişiye daha büyük iş yapıyor yada yapacak hissi verir, mutsuz edermiş. Yani yatağını toplamayı rutine bağlayan kişiye bu bir işmiş gibi gelmezmiş. Oysa günlük işleri rutine bağlamayan kişiye tüm bunlar ( yatak düzeltmek, ev toparlamak, diş fırçalamak vs...) iş yapmış hissi verdiğinden, diğerlerini yapmaya enerji bulamazmış... ( Umarım dilim dönmüştür de anladığımı, anlatabilmişimdir :)))